ASSURE TASARIM MODELİ

ASSURE Tasarım Modeli


ASSURE modeli, öğretmenlerin sınıflarında kullanmaları için değiştirilmiş bir Öğretim Sistemi Tasarımı (ISD) sürecidir.

Öğretim Sistemi Tasarımı, öğretmenlerin öğrencileri için en uygun öğrenme ortamlarını tasarlamada ve geliştirmede kullanabilecekleri bir işlemdir. Bu metodu ders planı oluşturmada ve öğretime öğrenmeyi geliştirmede kullanabilmektedir.

  • ASSURE, bir dersin geliştirilmesinde kullanılan adım-adım işlemler bütünüdür.
  • Bilindiği gibi İngilizce’ de ASSURE sözcüğü garanti etmek, temin etmek anlamına da gelmektedir.
  • Bu sözcük aynı zamanda, modelin öngördüğü aşamaların İngilizce yazılışlarının baş harflerinden oluşturulmuş bir kısaltmadır.

      Özet olarak; ASSURE Modeli bireysel olarak öğretmenin sınıfta öğretim teknolojileri kullanmasının planlanmasında ve bir saatlik ders sürecinin adım adım planlanmasında kullanılabilecek öğrenme-öğretme süreçlerinde meydana gelebilecek sorunları aşmada bir kılavuz niteliğindedir.





1. Öğrencilerin Analizi 
  • ASSURE modelinin ilk aşamasında; öğrenme üzerinde etkili olduğu genel kabul gören ve öğretim teknolojileri planlamasında dikkate alınması gereken öğrenci özellikleri
o   Genel karakteristikleri,
o   Giriş yeterlilikleri
o   Öğrenme stilleri incelenmektedir.

Önemli Faktörler
  • Öğrencilerin genel özellikleri
  • Giriş yeterlilikleri
  • Öğrenme stilleri

2. Amaç ve Hedeflerin Belirlenmesi
  • Öğrencilerin ne tür öğrenme çıktıları oluşturmalarını bekliyoruz?
  • Öğrencilerin öğrenme sonucunda ne tür yeni bilgi ve becerileri kazanmış olmalarını bekliyoruz?

Hedeflerin Belirlenmesi
  • ASSURE Modelinde öğretim ortamlarını kullanmada ikinci aşama öğretim hedeflerinin       belirlenmesidir. Her bir öğrencinin hangi öğrenme hedefine ulaşması beklenmektedir?
  • Daha doğru bir ifade ile eğitim sonunda öğrenci hangi yeni kabiliyete sahip olacaktır.
  •  Bir hedef, öğreticinin derse ne koymayı planladığı değil, öğrencinin dersten ne alması gerektiğidir.

İyi belirlenmiş Hedeflerin ABCD’si

Amaçların yazımında ABCD yaklaşımı kullanılabilir:
  • Audince (Topluluk) : Öğrencileriniz kimler?
  • Behavior (Davranış): Öğretim sonucu kazanılacak ve gösterilecek davranışlar veya performanslar nelerdir?
  • Conditions (Şartlar) : Davranışın gerçekleşeceği ortamın şartları nelerdir?
  • Degree (Derece/Seviye): Gösterilecek öğrenme yetenekleri seviyesi nedir?




3. Metod, Medya ve Materyal Seçimi

  •     Yapılması gereken işlemler için uygun metodun seçilmesi
  •      Metodun uygulanması için en uygun medyanın seçilmesi
  •      Bu medyaya uygun materyallerin seçilmesi, güncellenmesi ve tasarlanması

Metodun Seçilmesi
- Öğrenci Özellikleri
- Öğretsel Durum
- İçerik/Konu
- Zaman Sınırı
- Maliyet

Medyanın Seçilmesi
Medya, mesajın hazırlanması ve sunulması için kullanılan fiziksel bir biçimdir.
  • Öğretim Ortamları (öğrenci sayısı)
  • Öğrenci değişkenleri
  • Hedefin türü
  • Maliyet

Materyallerin Hazırlanması
1. Varolan materyaller arasından seçim yapmak
2. Varolan materyalleri güncellemek
3. Yeni materyal hazırlamak Metod, Medya ve Materyal Seçimi


4. Medya ve Materyallerin Kullanımı
  • Kullanılacak materyallerin gözden geçirilmesi
  • Kullanılacak Materyallerin hazırlanması
  • Öğretim ortamının hazırlanması
  • Öğrencilerin hazırlanması
  • Öğretim içeriğinin aktarılması


5. Öğrenci Katılımının Sağlanması
       En etkin öğrenme durumları öğrencilerin hedefe yönelik etkinlikleri gerçekleştirdiği durumlardır.

6. Değerlendirme ve Güncelleme
  • Kullanılan öğretim materyalleri etkin miydi?
  • Öğretim materyalleri daha iyi olabilir miydi?
  • Öğrenci başarısı açısından maliyet olarak etkin miydi?
  • Öğretim içeriğinin aktarılması tahmin edilenden daha fazla zaman mı aldı?

 

    Kaynakça:
      Heinich, R., Molenda, M., Russell, J. D. & Smaldino, S. E. (2002). Instructional
      Media nd Technologies for Learning (7th edition). Merrill Prentice Hall, USA.



Learn more »

BLOOM TAKSONOMİSİ

BLOOM TAKSONOMİSİ

1956 yılında Chicago Üniversitesi profesörü, Benjamin Bloom’un ‘Eğitsel Hedeflerin Taksonomisi’ olarak açıkladığı çalışma ile uzun yıllar eğitim sisteminde öğrencilerin algı ve öğrenme yapılarını geliştirerek üst düzeye çıkarılmak üzere yararlanılmıştır.
Bloom öncelikle her öğrencinin algı yapısının farklı olduğunu bilerek okul, kurs gibi toplu eğitim verilen yerlerde bu farklılığın etkilerini en aza düşürmek ve bunu çocuk,aile,toplum için faydalı hale getirmek üzere çalışmalara başlamıştır. Bloom modelini oluşturan temel şey; öğrenciye etki eden kişisel algılama farklılıklarını kontrol altında tutarak öğretimin niteliğinin kontrol edilebilmesidir. Bu model ek çaba ve zaman ile her öğrencinin verilmek istenilen bilgiye ulaşmasının mümkün olduğunu göstermektedir. Bunun içinde 3 temel değişken vardır;öğrenci nitelikleri,öğretim hizmetinin niteliği,öğrenme ürünleri.
Öğrenmenin birçok tanımı vardır ancak temel anlamıyla öğrenmek; deneyimler,eğitim ve öğretim sonucu davranışta meydana gelen kalıcı değişiklik olarak tanımlanabilir. Her insanın algı biçimi,öğrenme stili kendi içerisinde farklılık gösterir. Kimimiz okuyarak öğrenirken kimimiz deneyimleyerek çözerek öğreniriz. Aynı zamanda zeki bir insanla,normal bir insanın da öğrenme şeklinin farklı olduğu görülür. Yaşla da farklılık gösteren öğrenme şekilleri her bireyin algı düzeyinin ve şeklinin farklı olduğunu göstermeye yetiyor.
Bloom taksonomisi de öğrenmenin birden fazla çeşidi olduğunu söyler ve eğitim aktivitelerinin üç alanını şöyle belirler;
1. Bilişsel taksonomi yani zihinsel aktiviteler
2. Duygusal alan yani duygusal ve tavırlardaki aktiviteler
3. Psikomotor yani fiziksel aktiviteler
Bloom Taksonomisinin amacını anladığımıza göre şimdi içeriği hakkında detaylara değinmeliyiz. Sırasıyla eğitim aktivitelerini ele alalım;


1. BİLİŞSEL TAKSONOMİ
Bu taksonomi çeşidi bilgi ve zihinsel becerilerin gelişimini içerir. Bloom’a göre öğrencilerin düşünme seviyeleri en basitten en karışığa doğru altı seviyeden oluşmaktadır.
Bilgi : Önceden edinilen bilginin hatırlanması ve tanımlanması yani geri çağırınım olarak adlandırılabilir.
Kavrama : Yorumlama,başka sözcüklerle tanımlama,diğer biçimdeki malzeme ve materyallere dönüştürme ,problem yorumu olarak özetlenebilir.
Uygulama : Önceden edinilen bir bilgiyi yeni koşullarda kullanabilmek olarak özetlenebilir.Matematik problemlerini bu kategoride ele alabiliriz.
Analiz : Elde olan verilerden mantıklı çıkarımlar yaparak çözmek,sonuç odaklı inceleme işlemi yapmak olarak özetlenebilir.
Sentez : Parçaları birleştirerek bütüne ulaşmak olarak adlandırılabilir.
Değerlendirme : Sorgulama diyebiliriz kısaca,bir bilgiyi doğru kriterleri seçerek sorgulamak.
2. DUYGUSAL TAKSONOMİ
Bu alanı değerlendirirken hislerin,tavırların,motivasyon ve heyecan gibi duygusal halleri içerdiğini bilmeliyiz.
Bu alanın sınıflandırılması da şu şekilde oluyor; alma olgusu,olguya cevapvermek, değerlendirmek, organizasyon ve karakterize etmek.
Alma Olgusu : Seçicilikte dikkat, farkındalık.
Olguya cevap vermek : Edinilen bilgiye dair sorulara yanıt vermek,cevaplamada itaat.
Değerlendirmek : Sosyal çevrede varlığını planlarıyla gösterir, sonuca ulaşmak için plan yapar,başlatır,sürdürür,takip eder
Organizasyon : Değerleri karşılaştırma,değerlendirme ve sentez yapmak
Karakterize etmek : Grup çalışmalarında başarılı,bağımsız çalışmada güven duyan tavırda,davranışlarını kontrol eder.
3. PSİKOMOTOR ALAN
Algı : Kısaca bir adım sonrasını tahmin etme olarak adlandırabiliriz ya da adım-sonuç ilişkisini kurabilmek
Yerleştirmek : Üretme sürecinin adımlarını sırasıyla belirler, hareket etmeye hazırlık denebilir.
Güdümlü yanıt : Pratik yapmak, deneyimlemek olarak özetlenebilir.
Mekanizma : Yeni öğrenilecek olan bilgiyi ve beceriyi kavramada ara safha olarak adlandırılır.
Karmaşık açık cevap : Edinmiş olduğu bilgilerle yeni bilgileri harmanlayarak otomatik performansla direk hareket etmek.
İcat etme : Edinmiş olduğu verilerle yeni verilere ulaşmak.

BLOOM TAKSONOMİSİ YENİLENMİŞ HALİ
Taksonominin ortaya çıkış yılı olan 1956 yılından bugüne her alanda pek çok değişiklik ve yenilik gerçekleşti. Bu değişim ve yeniliklerin “eğitim” kavramını etkilemesi de kaçınılmazdı. Bugün eğitimciler “öğretme ve öğrenmenin” düşünmekten daha fazlasını içerdiği kabul ediyor. Bloom Taksonomisi; üst düzey bilişsel bilgileri tam olarak ifade edememesi, güncel bazı meselelerin taksonomi ile bağdaştırılamaması ve değerlendirme basamağında ortaya çıkan güçlükler gibi nedenlerden ötürü Anderson ve Krathwohl önderliğinde bir çalışma grubu tarafından revize edildi ve günün ihtiyaçlarına cevap veren bir hale getirildi. 


NEDEN YENİLENMİŞTİR?

 1956 yılından itibaren yenilik ve değişiklik kavramı "eğitim" kavramını etkilemiştir. Bloom Taksonomisi; üst düzey bilişsel bilgileri tam olarak ifade edememesi, güncel bazı meselelerin taksonomi ile bağdaştırılamaması ve değerlendirme basamağında ortaya çıkan güçlükler gibi nedenlerden ötürü Anderson ve Krathwohl önderliğinde bir çalışma grubu tarafından değişim sürecine uğradı ve günün ihtiyaçlarına cevap veren bir hale getirildi.

BLOOM DİJİTAL TAKSONOMİSİ
Bloom'un bilişsel taksonomisi altı kattan oluşmaktadır. Eğitimde öğrencilerin üst düzey düşünme becerilerini geliştirmek ve teşvik etmek için kullanılmaktadır. Bloom taksonomisi, en basit bilişsel öğrenmeden en derin öğrenmeye doğru altı seviyeden oluşmaktadır. Bloom öğrenme sürecinde her öğrencinin algısının farklı olduğunu savunmuştur. Buna bağlı olarak bireylerin düşünme seviyelerinde de farklılıklar olacağını düşünerek çalışmalar yapmıştır. Bu düşünme seviyeleri bilişsel alana göre sınıflandırarak Bloom Taksonomisini günümüz eğitsel uygulamalarına uyarlamıştır. Bu çalışmaların tamamına "Bloom Dijital Taksonomisi" denilmektedir.





Kaynakça:

Learn more »

KAVRAM TÜRLERİ

Kavram Türleri


Kavram, nesnelerin insan beynindeki yansıma biçimi, herhangi bir nesnenin zihindeki tasarımıdır. Doğrudan ya da dolaylı, her kavram nesnel bir gerçekliğe denk gelir.

1-Somut ve Soyut Kavramlar

Duyularla algılanan ve zihinde tasarlanabilen bir nesneyi ya da varlığı gösteren kavramlar somut, nesnelerin oluş tarzını ifade eden kavramlar da soyut kavram olarak nitelendirilir. Soyut kavramlar tek tek varlıkları değil, bu varlıkların ilişkisinden ortaya çıkan genel niteliği gösterir.



Soyut Kavramlar

  • İnsanlık
  • Mutluluk
  • Öfkelenmek
  • Yiğitlik
Somut Kavramlar

  • İnsan 
  • Kalem
  • Telefon
  • Masa

2-Nesnel ve İlişkisel Kavramlar

Nesnel kavramlar insanların kendi çevrelerinde bulunan fiziksel varlık ya da nesneleri sınıflama da kullanılan kavramlardır. İlişkisel kavramlar nesnel kavramlar arasındaki ilişkileri betimlemek üzere kullanılan ve çoğunlukla sözel bilgilerden oluşan önermelere verilen isimdir.


Nesnel Kavramlar

  • Pizza
  • Araba

İlişkisel Kavramlar

  • İvme 
  • İtme
  • İvme 
  • Sürtinme

3-Üst, Alt ve Bağlantılı Kavramlar:

 Kavramlar arasında genellikle aşamalı bir yapıdan söz edilir. Kavramların yapılandırılması içinde en tepede yer alan  ve diğer kavramları kapsayan kavramlar üst kavramlar olarak adlandırılır.


  • Kavram Haritalari




4) Kendiliğinden ve Kendiliğinden Olmayan Kavramlar: 

Kavramları oluşumuna göre iki kategoriye ayıran Piaget, çocukların düşünme özelliklerini doğrudan yansıtan kavramlara kendiliğinden oluşan kavramlar adını vermiştir. Küçük çocukların kediye miyav, köpeğe hav hav ismini takmalarını bu kavramlara verdikleri etkiler olarak göstermektedir. Çocukların genellikle yetişkinlerin istediği doğrultuda sergilediği düşünme biçimini gösteren kavramlara da kendiliğinden olmayan kavramlar adı verilmektedir.

Kendiliğinden Olan


  • Küçük çocukların kediye "miyav", köpeğe "hav hav" isimlerini takması.

Kendiliğinden Olmayan


  • Çocuklara "hav hav" yerine "köpek" demesini söylemelerini öğretmek.

5-Günlük ve Bilimsel Kavramlar

Kavramların oluşumunu doğal ve eğitsel bağlamda ele alan Vygostky, kavramları günlük ve bilimsel olarak sınıflamaktadır. Buna göre günlük kavramlar, günlük bağlamda gelişen, çocukların okul dışında yetişkinler ile etkileşimi sonucu oluşan kavramlardır. Bu kavramlar çocuğun kendi kafasında biçimlenir, başkaları tarafından amaçlı biçimde öğretilmez. Bilimsel kavramlar ise belirli bir bilim dalıyla ilişkili olarak okulda öğretilir. Bu kavramlar; uygun biçimde tanımlanır, sistematik yönden aşamalı bir yapı içindedir, mantıksal düzenleme içinde sunulur ve sözel olarak kapsamlı biçimde tanımlanabilir.

Günlük Kavramlar

  • Ebeveynlerin çocuklarından ders yapmasını söylemesi ve çocukların ders yapmasıdır.

Bilimsel Kavramlar

  • Yerçekimi kanunu



Kaynakça:
http://ain2004.tripod.com/Kavram_terim.pdf
http://kelimelerkavramlar.blogspot.com.tr/2013/03/mantikta-kavram-ve-turleri.html
http://ogta.net/lesson/strateji-sunum
Learn more »

KAVRAM HARİTASI

BÖTE-Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi 







Kaynakça

  • Ogta.net
  • http://bote.nedir.com/
  • http://bote.fatih.edu.tr/?bolum

Learn more »

ÖĞRENME STİLLERİ

ÖĞRENME STİLLERİ

Her bir birey farklı şekillerde öğrenirler.Herkesin en iyi öğrenme yolunu bulup buna göre eğitim uygulanmalıdır.İlgi duyulan alanlardaki konular daha iyi öğrenilir.
Öğrenme stili, en iyi öğrendiğimiz yoldur.Bireyin öğrenme stili, bilişsel, duyuşsal ve fizyolojik yapısına bağlı olarak, aile, okul ve arkadaş çevresindeki diğer insanlarla olan ilişkileri ve davranışlarına göre şekillenir. Bu nedenle öğrenme stilinin her insanda farklı olması gayet normaldir. Önemli olan her bireyin kendine en uygun şekilde, öğreneceği stili tanıması ve buna göre çalışmasıdır.

Bireyin öğrenme stili şu süreçlere bakılarak anlaşılabilir:

• Bilgiyi kazanma
• Bilgiyi kavramsallaştırma/işleme
• Motivasyon
• Karar verme tarzı
• Değerler sistemi
• Duygusal tercihler 




1-Görsel Öğrenme
Görerek ve okuyarak öğrenmeyi tercih eden öğrenciler bu gruba girer. Bu öğrenciler;

• Okuyarak öğrenirler.
• Renkli grafik ve haritaları pek severler.
• Oldukça tertipli ve düzenlidirler.
• Öğretmenlerini gözleriyle takip ederler ve öğretmelerinin kıyafetinin düzenli olmasına önemserler. Aynı özeni ve düzeni kendileri için de gösterirler.
• Ödevlerini itina ile yaparlar, estetiğe önem verirler.
• Talimatların düzenli ve sıra dâhilinde verilmesi öğrenmelerini kolaylaştırır.
• Kurallara uymaya ve disiplinli olmaya dikkat ederler.
• Oldukça planlıdırlar. Geleceğe dair planlar yapmak onlara büyük keyif verir.
• Zekâlarının fotoğrafik bir yönü olduğu için, gördükleri şeyleri görüntü olarak belleklerine kaydederler ve görüntülü olarak hatırlarlar. 
• Okudukları metinin hatalarını çabuk fark ettikleri gibi en hızlı ve en doğru okuyan grupturlar. 


2. İşitsel Öğrenme:
İşiterek ve dinleyerek öğrenmeyi tercih eden öğrenciler bu gruba girer. Bu öğrenciler;


• Konuşmayı oldukça severler. Bu nedenle öğretmenleri tarafından sıklıkla uyarılırlar.
• İşitmediklerini anlamakta zorluk çektikleri için sessiz okumada zorlanırlar.
• Konsantre olabilmeleri hiçbir sesin olmaması gerekir. Bu nedenle gürültülü ortamlarda bir şey öğrenemezler.
• Okuma ve yazma becerileri sıkıntılı olsa da konuşma ve dinleme becerileri çok yüksektir.
• İşiterek ve konuşarak öğrendikleri için yabancı dil öğrenmeye oldukça yeteneklidir. Hatta yaşadıkları yörenin şivesini de çok çabuk öğrenirler.
• Müzikle araları oldukça iyidir. Şarkı sözlerini sadece dinleyerek öğrenebilirler. 


3. Kinestetik Öğrenme:

Fiziksel temas kurarak ve yaparak-yaşayarak öğrenmeyi tercih eden öğrenciler bu gruba girer. Bu öğrenciler;
• Görsel ve işitsel mesajları algılamakta oldukça zorlanırlar.
• Akıllarında hareket enerjisi daha iyi kaldığı için, öğrenecekleri şeylerle kurdukları temas oranında öğrenirler.
• Deney yolu ile öğrenme, bu öğrenciler için idealdir.
• Bu öğrenciler başta tiyatro olmak üzere sanatın tüm branşlarında başarılı olabilirler.
• Okul hayatında zorlanan bu öğrenciler, oldukça aktif oldukları için uzun süre oturamazlar. Bu nedenle de çoğu zaman yaramazlıkla suçlanırlar.
• Derslerde parmak kaldırmak yerine, direkt konuya girerler. Hareket onların vazgeçilmez parçasıdır.
• Omuzlarına dokunularak verilen mesajları daha çok severler. Nitekim onlarda konuşurlarken el ve kol hareketleri yaparlar.
• Koridorlarda şakalaşan ve tepişenler kinestetik öğrencilerimizdir. 


Hepimiz kan grubumuzu bilmek zorundayız. Çünkü bu bilgi yaşamsal önem taşır. Kan grubumuzu bilmemizin gerekliliği kadar, öğrenme stilimizi bilmemiz de yaşamsal önem taşır. Öğrenme stilimizi bilmemiz (başkalarında ya da kendimizde) anlamsız gelen bir çok şeyi anlamamıza neden olacaktır. ÖĞRENME STİLİMİZ YAŞAM BOYU DEĞİŞMEZ AMA YAŞAMIMIZI DEĞİŞTİRİR.





Learn more »

İHTİYAÇ TÜRLERİ


NEDİR NE DEĞİLDİR?

İhtiyaç değerlendirmesi, planlanması ve düzenlenmesinde 6 ihtiyaç türü (Burton & Meril, 1991) kullanılır. Bunlar, tasarımcılara toplanacak bilgi türünü belirleme ve ihtiyaçları sınıflamada bir araç olarak yardımcı olur.

1-NORMATİF İHTİYAÇLAR

Ölçüte dayalı ihtiyaçlar denilebilir.Önceden belirlenmiş bir ölçüte dayalı olarak, var olan durum gözden geçirilir, değerlendirilir ve ortaya çıkan yetersizlikler bir  gereksinim olarak belirlenilir. Yani elimizde belirlenmiş bir veri var bir de bizim yapabildiğimiz veri var.Eğer ki bizim yapabildiğimiz beceri standartın altındaysa normatif ihtiyaç ortaya çıkar.



Benim şu an okuduğum Hacettepe Üniversitesinden mezun olabilmem için 4 yılın sonunda aldığım derslerin akts'sinin toplamının 240 olması gerekiyor.Benim toplam akts sayım 235 ise onu 240 tamamlamam gerekmektedir.Bu durumda normatif ihtiyaç ortaya çıkıyor.

2- KARŞILAŞTIRMALI İHTİYAÇLAR

Normatif ihtiyaçlara benzemektedir.Karşılaştırma yapılabilmesi için özelliklerin birbirine benzer olması gerekir yani bir standart üzerinden değilde kendine eş değer ölçüt üzerinden değerlendirilir.Karşılaştırılacak her iki gruba ait veriler toparlanıp eş değer olduğuna karar verilmelidir.Daha sonra da birbiri ile karşılaştırma yapılır.



2015 yılı üniversite sınavına öğrenci hazırlamış iki dershanenin başarı oranının karşılaştırılması.Hangi üniversiteye kaç öğrenci yerleşmiş bu yerleşenlerden hangisi hangi dershaneden eğitim görmüş.

3- HİSSEDİLEN İHTİYAÇLAR

İsteklerimiz diyebiliriz.Bireylere nasıl bir sistem istedikleri sorulur ve ortaya çıkan sonuç, ihtiyaçlarımız olarak belirlenir.İhtiyaçları belirlemek için anketler ve kişisel görüşmelerden yararlanılır.Amaç, daha iyiye ulaşmaktır; bireylerin istekleri doğrultusunda.



Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin başarı oranını artırmak için Bütünleme Sınavlarının kaldırıp kaldırılmaması üzerine bir öğrencilere anket çalışması yapılmasıdır.

4- İFADE EDİLEN İHTİYAÇLAR

Taleplerimizdir.Bradshaw(1972) ifade edilen ihtiyacı hissedilen ihtiyacın eyleme dönüştürülmüş hali olarak açıklamıştır.Herhangi bir şeye ihtiyaç duyan insanlar, bir araya gelerek o ürün ya da hizmete karşı ortak bir talep yaratırlar.Karşılaştığımız talebi uygulamaya dönüştürmektir.




Bir önceki ihtiyaç türündeki örneğin devamı olarak anket sonuçlarının uygulanmasıdır.Çoğunluğa bakarak sistemde değişiklik yapılması.

5-ÖNCEDEN TAHMİN EDİLEN YA DA GELECEĞE İLİŞKİN İHTİYAÇLAR

Eldeki verilere dayalı olarak geleceğe ilişkin kestirmeler yapılır ve ileride ortaya çıkabilecek nitelikte ihtiyaçları karşılamak üzere önlemler alınmasıdır.




Çocukları için yatırım yapan anne ve baba.İlerleyen zamanda çocuğunun rahat ve güzel bir hayat sürdürebilmesini istediği ve bunu tek başına zor yapabileceğini tahmin ettiği için eğim konusunda ve maddi anlamda birikim yapmasıdır.

6-ACİL İHTİYAÇLAR

Çok fazla rastlanmayan, ancak sonuçları itibariyle yıkıcı etkiler taşıyan olaylardan etkilenerek belirlenen ihtiyaçlardır.


Yarın sınav olduğunu öğreniyoruz ve çalışmak için vaktimiz kısıtlı elimizde notlar yok.Bu durumda acil ihtiyacımız yarın ki sınav ile ilgili notları edinmek ve çalışmak.



Kaynakça:
http://ihtiyacanalizi.blogspot.com.tr/
http://ogta.net/


Learn more »

BÖTE MEZUNU



 BÖTE MEZUNLARI İŞ OLANAKLARI

    BÖTE Mezunlarının sadece ilk ve orta öğretim kurumların çalışacak diye bir şey yoktu.Bir çok alanda bize iş imaknı sunulmaktadır.Sürekli gelişen teknoloji ile iş sahası fazlasıyla büyümektedir.Örneğin performans teknolojilerinin öğretim teknolojileriyle ilgilenmesi yeni çalışma alanlarının ortaya çıkmasını sağlamıştır.
   Yurtdışında daha çok gözlemlenen bir durum olsa da yüksek öğretim kurumlarında  özellikle teknoloji destek ofislerinde öğretim teknoloğu olarak görev alan BÖTE mezunları, daha çok mesleki gelişim derslerinin verilmesi ve diğer akademisyenlerin çevrimiçi(online) araçlar geliştirme konusunda yardımcı olma görevini üstlenmektedirler. Ayrıca uzaktan  eğitimin giderek arttığı günümüzde, uzaktan eğitim ortamlarının tasarlanması ve  geliştirilmesi için istihdamları da gün geçtikçe artmaktadır (Morrison, Ross ve Kemp, 2004).
   Askeri sektörde kısa zamanda daha fazla kişiyi eğitme amacıyla ve özel sektörde ise her  türlü eğitim alanında, e-learning çalışmalarında ve materyal geliştirilmesi gibi çalışma alanlarında görev alan BÖTE öğrencileri, iş dünyasında da teknik eğitimlerin, iletişim becerileri eğitimlerinin yanı sıra çalışan performansının nasıl ölçüleceği ve davranış problemlerinin çözümüne yönelik, yönetim ve denetim eğitimleri ile kendilerine iş sahası bulabilmektedir(Morrison, Ross ve Kemp, 2004).
   Örneklerden de anlaşılacağı üzere bir çok farklı alanda çalışabiliriz.Önemli olan kendimizi geliştirmemiz ve kendimize güvenmemiz.Teknolojileri takip ederek dünyada gelişen olaylardan haberdar olmalıyız.



KAYNAKÇA:

Hasan Çakır, Ayça Çebi, Seher Özcan

BÖTE NEDİR?NASIL TANIMLANIR?OKUL MÜZESİYLE BAŞLAYAN SERÜVENDEN İNSAN PERFORMANS TEKNOLOJİLERİNE UZANAN YOLCULUK

 


Learn more »